Şampanya İçmeyi Seven Avcılar Escort Serra ve Sevgilisi
O salı gecesi partiye ilk gelen Avcılar escort Serra’nın sevgilisi Hürcan’dı. Serra, Fransa’dan gelen iş ortaklarıyla toplantıda olduğu için ev sahipliği hepten bana kalmıştı. Ortalıkta henüz kimse yoktu. Millet gelene kadar bir şişe şarabı devirirsem, her şey daha kolay olacaktı.
Mesela bana bakarak halime acıdıklarını görmeyecektim. Ah, zavallı her şeyinden aynı anda oldu. Şimdi ne yapacak? Diye vahlandıklarını gözlerinden okumayacaktım. Birbirleriyle fısıldaştıklarını duymayacaktım.
Hürcan, bu arada Hücran’da eskort Avcılar kızı olarak çalışmaktaydı gizli gizli.. Bahçenin en dibindeki masalardan birine oturup bir şişe Blush söyledi belli ki anlatacak bir şeyleri vardı. Yoksa bu kadar erken gelmezdi. Ne oldu? diye sordum.
Şampanya İçmeyi Seven Avcılar Escort Serra ve Sevgilisi
Keçilerini yan çiftliğin çobanı mı kovaladı? Bir kadeh Blush tepeleme dikip alnına düşen saçlarını geri itti. Yan çiftliğe ne hacet? Bizim çiftliğin çobanı yetiyor da artıyor.. Avcılar ücretli bayan Serra’dan bahsediyordu. İkisinin arasında bitmeyen bir güç savaşı..
Ayrıca bir kavga vardı. İki senedir bir aradaydılar ve onları neyin bir arada tuttuğunu anlamak imkansızdı. Serra, otuzlu yaşlarında, hırslı bir kızdı. Yeme içme sektöründe yıllarca iş yaptıktan sonra, beş yıl önce kendi çabalarıyla açmıştı burayı tabi hala bile..
Ayrıca gizli gizli escort bayan Avcılar olarak çalışmaktaydı.. Gide gele kaynaşmış, arkadaş olmuştuk. Hürcan piyasaya yeni girmiş bir modeldi. Serra’dan beş altı yaş küçüktü. Ve tabii ki beş kuruşu yoktu. Ama Serra’nın umurunda değildi.
İki kişinin son derece rahat yaşayabileceği kadar kazanıyordu ve sadece Hürcan’ı yanında istiyordu. Çobanı başına diken sensin istemiyorsan gidersin, geç olmadan, dedim kadehimden bir yudum alarak. Evet, Serra, Hürcan’a bakıyordu ama bıraksa..
Ayrıca kız kendi parasını fazlasıyla kazanırdı. Niyeyse kalıyordu galiba Serrayı gerçekten seviyordu. Söylemesi kolay, dedi bakışlarını kaçırarak sen neden on iki sene kaldın? Bilmem, dedim gülümsemeye çalışarak. Hatırlamıyorum. Gidemem.
Tam bir iki işte parlamışken, götü kalktı da gitti olur, düzelir belki, Ayda anlar beni ama böyle giderse hiç iş yapamayacağım her şeyime engel oluyor.. Akıllı kızdı ücretli cinsel hizmet veren Avcılar bayanı Serra. Hürcan’ı elinden kaçırmamak için her türlü engeli koyacak..
Avcılar Ücretli Bayan
Ancak bu kadar bencildi ve bunu yüzüne söylediğimde kabul edecek kadar da dürüst. Zaten artık erkekler aslanın midesindeydi. Bir adamı elinde tutmak için ya çok ciddi kadınsı becerilerin, ya paran ya da onun işini yönetecek zekan olmak zorundaydı..
Serra ikinci, bense üçüncü sınıfa giriyorduk ayrılana kadar Tolganın işini yönetiyordum. Tolgayı yönetiyordum. Tolgayı var ediyordum. hayatımın son on yılını buna adamıştım. Menajeri, prodüktörü, stilisti, şarkı yazarı, her şeyiydim üzülerek izliyordum ki..
Hatta Serra da aynı yoldan yürüyordu. İnşallah sonu benimkinden iyi olurdu.. Serra bu, dedim gülümseyerek. Neyi nasıl elinde tutacağını gayet iyi bilir al karşına konuş anlamıyorsa, o da sana kalmış. Her şeye bir anda sahip olamazsın. Gidemem, dedi.
Seviyorum Serra’yı ama dönüştüğü şeyi sevmiyorum dönüştüğü şeyi hiçbirimiz sevmiyoruz. Bence kendisi de sevmiyor. Düşünsene tanıştığımız zamanki Serra mı bu? Ne kadar güzel, alımlı, neşe dolu bir kızdı. Şimdiyse kıskanç, kavgacı, söylenen bir ev hanımına dönüştü.
Sanki beş çocuk yapmışım da başına atmışım gibi kafayı benimle bozdu. Her şeyi baştan biliyordu Ayda. Bu kadar şikayet etmesi için bir neden yok ben buyum, sorumsuzum, rahatım, unutkanım ne boksam ama o, bu değildi. Bu, benim aşık olduğum kadın değil.
Kim kimin aşık olduğu insan gibi kalmayı başarabiliyordu ki? İlişkiler bizi türlü canavarlara dönüştürmüyor muydu? Kıskanç, kavgacı, korkak.. Beceriksiz canavarlara canımızdakini elimizde tutmak için.. Aynı zamanda kendimizi harcatmıyor muydu bize ilişkiler?
Mutlu Son Masaj
Kadınlık hali yanındakine saplantı duymaya başlıyorsun bir süre sonra. Kendini onun her şeyin olduğuna ikna ediyor, seni bırakıp gitmesin diye.. Ancak hayatını kontrol altına almaya çalışıyorsun anormal bir şey. Sıkışınca boku hormonlara atın zaten dedi kocaman sırıtarak.
Tolga ile ayrıldıktan sonra, kardeşim gibi olmuştu Hürcan. Serra çalıştığı için çoğu geceler Hürcan ve Luna ile dışarı çıkıyorduk. Bir edepsizliğini görmemiştim kendisi aksini düşünse ve iddia etse bile.. Ayrıca onda dolap çevirecek hinlik yoktu olsa Serra’nın yanında durmazdı.
Kime atayım? Sana mı atayım? Hormonların dili yok en azından yoksa sana bir elektrik faturasını bile yatırmayı beceremiyorsun.. Hatta üç aydır evdeki musluk kırık, bir tamirci çağıramadın.. Bir yıldır anahtarın yok tek anahtarla eve girip çıkmaya çalışıyorsun..
Hatta geri zekalı mısın oğlum sen, derlerdi, tercih etmezsin bence dedim.. Ve ayrıca büyük bir kahkaha patlattım, tamam senle uğraşılmaz nerede millet? Mekan bomboş sekizde başlamıyor muydu parti? dedi konuyu değiştirmek için. Demek ki sekiz erkenmiş.
Bir sonrakini onda başlatırız. Gelirler yavaş yavaş. Çenenden kaçıyorum, dedi sırıtarak. Serra para mı veriyor sana böyle konuş diye? Tabii canım, sen elinden kaçma diye beni tuttu seni ikna etmem için.. Hatta günde üç şansım buluyor bana malum bekar kadınım dedim.
Yalandan kaşlarımı çatarak sensin dönmez dedi başımı okşayarak. Çek patileri, dedim yalandan eline vurarak. Niye üstüne almıyorsun? Senin ne cadı olduğunu biliyorum da ondan dedi sırıtarak ama biliyorsun.. beni bıraksa ondan çok para kazanacağım. Biliyordum.
Eve Otele Rezidansa Gelen Bayanlar
Kazanabilirdi. Kazanamasa da Serra’dan çok kazanan birini bulması uzun sürmezdi. Kadınları taze bok bulmuş sinek gibi etrafında topladığını bin kere görmüştüm biliyorum.. Ancak dedim olmak istesen gerçekten zengin bir kadın bulman üç dakika sürerdi..
Ancak kısa bir süre sessizce oturup şaraplarımızı içtikten sonra, Tolga’dan ses yok, dimi? diye sordu. Dünden bugüne bir şey değişmedi, dedim. Çokta bitkindi çok acayip değil mi? Üç aydır hiç aramıyor avukatlarımız muhatap oluyordu..
Ancak artık üç aydır bir birimizin yüzünü görmek bir yana.. Ancak sesini bile duymamıştık cevap vermedim taşınmış galiba? dedi bu kez. İki ay olmuş, dedim. neredeyse? Boğazdaki yalıya ah, senin aldırdığın ve hiç oturamadığın yalı gülümsedim.
Sinirden gözlerim dolmuştu, Tolga’yla konservatuarda tanışmıştık.. Ayrıca üniversite birinci sınıfta Mimar Sinan’a geçiş yapmıştı. Kimsenin gözünden kaçmayacak kadar yakışıklıydı. Ve bir o kadar da sefil. Özel yetenekleri de vardı tabii..
İkimiz de şan bölümüne gidiyorduk dolayısıyla aynı dersleri alıyorduk. Ama hatta ilk üç ay birbirimize selam bile vermedik. Sonra bir gün gelip yanıma oturdu ve her şey başladı. Altı ay içinde kankaydık bir yıl sonraysa sevgili üçüncü sınıfa geçerken çoktan evlenmiştik.
Evet, okulun en güzel oğlanı ile evlenmiştim ve en yetenekli en bağımlı erkek olmasına rağmen.. Ayrıca uyuşturucuyu bırakması için iki yıldan fazla uğraştım.. Sonunda bende Avcılar escort bayan olarak enlerin buluşma noktasında ki yerinde yerimi aldım..